Sosyal Medya

Makale

Homur homurÂ… Nereye kadar?

Yeni Türkiye’yi başımıza yıkmaya kalkışan askerî cuntaları etkisiz hale getirdik.

Gezi ayaklanmasını bastırdık.

17-25 Aralık darbecilerini bertaraf ettik.

Siyasi hayatı bitti denilen ErdoÄŸan’ımızı BaÅŸbakanlıktan CumhurbaÅŸkanlığına taşıyarak siyasette yeniden ürettik.

7 Haziran-1 Kasım Fetret Devri’ni de saÄŸ salim atlattık ve son genel seçimlerde yüzde 44-45 hayalleri kurarken Rabbimiz bize yüzde 49.5 ihsan etti.

AK Parti’miz dört senede yapmayı taahhüt ettiÄŸi iÅŸleri üç ayda tamamlayarak destan yazdı.

Rahmet ve bereket yaÄŸdı üzerimize; nice karanlıklardan aydınlığa çıktık Allah Azze ve Celle’nin inayetiyle.

Çıktık da ne yaptık?

Bir sevinç gösterdik mi?

Dilimizdeki şükür, halimize ve tavrımıza yansıdı mı?

Ne gezer!

Sevinci erteleye erteleye unuttuk sevinmeyi.

‘Bu badireyi de atlatalım, ondan sonra…’

‘Åžu badireyi de atlatalım, ondan sonra…’

‘O badireyi de atlatalım, ondan sonra…’

Ama yok, yok, yok!

Karşılaştığımız her badirede asılan suratımız, o badireyi aşmamızdan sonra da asık kaldı.

Rabbimiz nimet verdikçe homurdandık.

Homur homur, hep homur homur…

Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda, beraber aştık bütün o badireleri, ama en çok da birbirimize surat astık, en çok da birbirimize homurdandık ne hikmetse!

Şöyle dostça, kardeşçe, yoldaşça bir kucaklaşıp mutluluk içinde tebrik etmedik birbirimizi.

***

17 Aralık 2013’ten 30 Mart 2014’e kadar liderimiz Recep Tayyip ErdoÄŸan ve Yeni Türkiye’miz diken üstündeydi.

AK Parti’nin 30 Mart mahalli seçimlerinden zaferle çıkması, ErdoÄŸan’ı ve Yeni Türkiye’yi selamete çıkardı.

ErdoÄŸan’ın 10 AÄŸustos 2014’te CumhurbaÅŸkanlığı seçiminin ilk turunda oyların yüzde 52’sini alarak devletin zirvesine çıkması, selameti taçlandırdı. 

Neredeyse iki sene geçti bunun üzerinden; ama birileri hâlâ ErdoÄŸan’ın diken üstünde olduÄŸu havasını yayarak ve bu havaya giremeyen herkesi “hain”, “ajan”, “kripto paralelci” ilan ederek dünyamızı karartmaya çalışıyor.

Davadan dönenler oldu, mum gibi sönenler oldu, orası tamam; fakat davayı ve dava çerçevesinde ErdoÄŸan’ı savunmaya devam ettikleri halde sırf ara sıra eleÅŸtirilerde bulunuyorlar diye Reisçilik adına hücum edilenlerin hakkı-hukuku yerlerde sürünüyor.

Hakaretin, iftiranın, çamurun haddi hesabı yok.

Daire içindeki en ufak bir fikir ayrılığı veya üslup farklılığı dünyanın en büyük varoluşsal tehdidi gibi algılanıp/algılatılıp iç savaş tamtamları çalınıyor.

ErdoÄŸan da “Yapmayın çocuklar! Biz kazandık. Hep beraber kazandık. Yedi düvele karşı kazandık. En mutlu olmamız gereken zamanda kırıp dökmeyelim birbirimizi. Allah’a şükürsüzlük etmeyelim. YüklendiÄŸiniz o adamlar beni zor zamanlarımda savunan adamlardır. Onların eleÅŸtirilerine cevap verirken haddi aÅŸmayın. Yalana, iftiraya, hakarete baÅŸvurmayın. Kin ve nefret ifadeleri kullanmayın. Pis pis sövüp saymayın öyle. Beni eleÅŸtiriyor da olsalar, dava arkadaÅŸlarımı böyle harcamanıza izin vermem. Ben vefalı bir insanım. Onların beni savunduÄŸu gibi ben de onları savunurum. Karşınızda beni bulursunuz!” demedi, demiyor.

Tarihî ehemmiyetini ve kıymetini müdrik olduÄŸumuz için tabii ki ErdoÄŸan’ın yanında durmaya devam ediyoruz, ama aÄŸzımızın tadını kaçırdılar.

Niye böyle olsun ki?

Niye bir ukde kalsın ki içimizde?

Niye ukdesiz bir mutlulukla saf tutmayalım ki ErdoÄŸan’ın arkasında?

Derdiniz ne kardeÅŸim?

DavutoÄŸlu’nun yüksek profili mi?

E o da bırakıp gidiyor işte; daha ne?

Hâlâ homur homur.

“Ama giderayak DavutoÄŸlu’na methiyeler düzenler var.”

Milletin vefasına verin kardeşim, olur öyle.

Büyütmeyin.

ErdoÄŸan’a baÄŸlılıklarının ispatı için DavutoÄŸlu’nun iyiliklerini yok saymalarını bekleyemezsiniz vefalı insanlardan.

Neyse…

Olan oldu, önümüze bakalım.

***

AK Parti’nin nasipse

22 Mayıs’ta toplanacak olan kongresinde kimin genel baÅŸkan -dolayısıyla baÅŸbakan- seçileceÄŸi, parti yönetim organlarında kimlerin yer alacağı umurumda deÄŸil.

Cumhurbaşkanımız nasıl arzu ediyorsa öyle olsun.

Yeter ki CumhurbaÅŸkanımız kendini emniyette hissetsin ve bu emniyet hissini çevresindekilere de aşılasın da ErdoÄŸan adına -yahut ErdoÄŸan’ın adı kullanılarak- yürütülen yıkıcı faaliyetler sona ersin.

Onların tahriklerine kapılıp ErdoÄŸan’a Frenklerin baktığı yerden bakarak homurdanmalar da sona ersin.

Bitsin artık bu kronik memnuniyetsizlik ve huzursuzluk hali.

Birbirimizi kemirip durmayalım artık.

Milletin dertlerini umursamayıp iktidar kavgası veriyormuşuz gibi bir manzara sergilemeyelim.

Milletin asabını bozmayalım, sabrını taşırmayalım.

Sürur verelim birbirimize ve millete.

Rabbimize nankörlükten başka izahı olmayan bu acayip halimizle murdar etmeyelim nimeti.

Saflarımızı sıklaÅŸtıralım ve beraberce kazandığımız, ülkemize ve Ãœmmet-i Muhammed’e beraberce kazandırdığımız mevzileri yine beraberce güçlendirip çoÄŸaltmaya bakalım.

PKK’yı bitirmeye, Kilis’i korumaya, Suriye’yi kurtarmaya bakalım mesela.

Her şeyden evvel, mevcut nimetler için şükretmeye bakalım.

Onca nimete rağmen halimizden şikâyetçiliğimizde bir eksilme olmuyorsa, şükredenlerden değiliz.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.